“ Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır.”
Ne kadar önce hatırlamıyorum, okurken altını çizmiş olduğum bu satırıyla başlamak istiyorum yazıma. Küçük Prens, hayatımın farklı dönemlerinde elime alıp sayfalarını karıştırmaktan zevk duyduğum, altını çizdiğim cümlelerini her okuduğumda yeni anlamlar yükleyebildiğim nadir kitaplardan.
Yazarın orijinal ve acemi resimleri ile gözümde canlandırdığım Küçük Prens’in hayatı, olmak istediğim ancak zaman zaman olmakta bir o kadar zorlandığım saflık ve temizlikte bir hikaye. Farklı gezegenlerde tanıştığı ütopik hayatların aslında her günümüzde karşılaştığımız, farklı bakış açılarıyla baktığımızda durumun vehametini algılamamıza yardımcı olan bir eser Küçük Prens. Olay ve nesneleri hangi noktadan izlediğimizin önemini “fil yutmuş bir boğa yılanı” ile anlatması, zenginliğin bazen yıldızlara sahip olmak kadar anlamsız olduğunu, otoritenin bir insanı martı yaptıramayacağını farkettirmesi ve daha bunun gibi birçok mecazen anlatımla hep bildiğimiz ama bu kadar net betimleyemediğimiz duygularımızı ifade etmesi bu kitabı kitaplığımın en kolay ulaşılabilir noktasında tutmamda büyük rol oynuyor. İnsanları anlamaya çalışırken kimi zaman sayfalarını anımsamaya çalıştığım bu kitabı, çok daha küçük yaşlarda, hayata başka bir noktadan baktığım yaşlarda okuyabilmeyi ne çok isterdim… Belki de kocaman anlamlar yüklemeye çalıştığım bu hikaye, Küçük Prens’in sonunun ne olduğunu merak etmekle kalır mıydı? Yoksa benim için hayatı tanımakta bir başlangıç olur muydu?
Eseri yalnızca çocuk kitabı kategorisinde değerlendirmenin büyük bir hata olduğunu düşünüyorum. Zaman zaman sayfalarının karıştırılması, hangi yaşta olursak olalım bize hayatın bazı gerçeklerini hatırlatacaktır. Kitabı okurken kullanılan imgelerin derinine inebilmek, bu imgelerle kendi yaşamımızdan pay çıkarabilmek hikayenin amacına ulaşmasını sağlayacaktır. Küçük Prens içimizdeki masum çocuksa eğer, umarım “ölmüş görünse bile, gerçekte hiç ölmesin”.
“Okumayı bırakmaktan hiç vazgeçmemen dileğiyle” diye bitiyor kitap. Dileğin gerçekleştiği ise inkar edilemez…
Sevgilerle…
Benim Kitaplığım 